23.11.2014

İLETİŞİM BECERİLERİ


"Laf ebesi" dedi kadın, gözlerini devirerek. Yanında oturan kocası, kelimeleri özenle seçiyor, sesine en yumuşak tınıyı vererek konuşuyordu. 

  Henüz kanıtları görmemiş de olsam, adamın samimiyetsizliğini seziyor ve dillendirilen serzenişi anlayabiliyordum. Bu çiftle Çalışmamızın ikinci ayında nihayet sır perdesi aralandı ve itiraflar ortaya dökülmeye başladı.


Adamın, uzun suredir başka bir ilişkisi vardı. Fakat bir yandan da eşiyle hayatını düzene sokmaya çalışıyor ve bunun için de öğrendiği iletişim becerilerini gani gani kullanıyordu.

Tüm çabalarına rağmen, kadın ona aynı yapıcılıkla yaklaşmayınca o da mecbur kalmış, ağzından baklayı çıkarmıştı.

İletişim becerileri  kazanmadan önce önemli olan doğru niyeti edinmektir.

İletişimin büyük bir kısmı sözsüzdür.

 Türkçesi şu: Ne söylediğinden çok nasıl söylediğim önemlidir ve akılda kalanda sözler değil, duygulardır. 

DİNLEMEK

En önemli iletişim becerisi, dinlemektir.
Dinlemek kendi sesimizi kısıp, kafamızın içindeki düşünceleri geri plana atıp, karşımızdakine odaklanmak demektir. "Acaba ne söylüyor?" diye kulak kabartmaktır. Bu tür dinlemenin iki temel bileşeni vardır: Merak ve ilgi.

Arkadaşım gözlerini gözlerime dikti ve Omuzlarını geriye çekerek, "Hep haklı olduğunu Sanıyorsun,"dedi!
Arkadaşıma, "Ne yani, değil miyim?" diye cevap verirsem, dinlediğim şey onun söylediği değil, onu duyunca kendi kafamın içinde şekillenen düşünceler oluyor.

Arkadaşım burada, aslında kendisiyle ilgili bir şey söylüyor Benim davranışıma bir ^anlam yüklemiş ve bana ondan haber vermekte.

Benmerak ve, ilgiyle dinlediğimde önce duymuş olduğumu ortaya koyarım: "Hep haklı olduğumu sandığımı. söylüyorsun."

Tabii duymuş olduğum şeyi ona iletirken, kaşım ayrı oynuyor, dudağım ayrı bükülüyorsa, O zaman, bu Sözsüz iletilerle bir mesaj kirliliği yaratabilirim. "Hep haklı olduğunu sandığımı söylüyorsun" derken, alay ederek, korkarak, üzülerek, Umursamazsa, tehditkâr ve benzeri anlamlar veren vurgularla söyleyebilirim. Eğer bunlardan uzak durup. tam da duymuş olduğumu geri verebilirsem, arkadaşımın benimle de ilgili olan, ancak kendinden gelen, yani kendine ait düşüncesini dinleyebilirim. 

Adeta,"Hep haklı olduğumu sandığım, söylüyorsun." cümlesini, "Şimdi yanımdan sarı bir kedi geçti,"der gibi demeyi başardığımda, ONU duymuş oluyorum. Söylediği tam da buydu. Ne eksik, ne de fazla! 

Bu, aktif dinlemedir.

kişisel tecrübelerinizden biliyoruz ki, doğru niyetle yola çıkıp, doğru iletişim kurmak, yaşamlarımızı besliyor, anlaşmamızı kolaylaştırıyor, kendimizi mutlu ve güçlü hissetmemize yardımcı oluyor.

KONUŞMAK

iletişim içindeyken, farkında olmamız gereken en önemli şey, kendi ağzımızdan çıkanlardır. 

Yaşadığım hayatın öznesi ben olduğuna göre, düşündüğüm, hissettiğim, söylediğim şeylerde, beni temsil etmektedir. Yani, "Canımı sıktım," değil de, "Canım sıkıldı,"demek, kendini farkında olan kişinin söyleyeceği sözdür ve "Amma kabasın," demektense, "Sözlerinden incindim," demektir. 

Buna, Ben Dili kullanmak diyoruz. Ben dili, özellikle de sorun yaşadığımız zamanlarda çok önemli oluyor. Çünkü işlettiği mekanizma suçlamak, yargılamak, tehdit etmek değil, bilgiyi paylaşmak ve sorumluluk almak üzerine. 

NİYET

Biriyle iletişim halindeyken, bir diğer sahiplenmemiz gereken şey, tutumumuz. Dinlerken ya da konuşurken niyetimiz nedir ve bu niyet, acaba davranışlarımıza nasıl yansıyor?

Kendin ol, hayatı keşfet kitabından bir bölüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder